Sinan Akyüz / Meyra



Ah Bosna'm, yaralı serçe kuşum, kanadı kırık hayata tutunmaya çalışan mavi kelebekler yurdu...

Aynı hikayeye bir çok kalem değdi,  bir çok yürek anlatmaya çalıştı yaşanılan dramı. Bu kitapta onlardan biri hatta daha ayrıntılısı diyebilirim.

Sinan Akyuz yaşanılan dramı tıpkı incir kuşlarında ki gibi en ince ayrıntısına kadar anlatmış hatta bilinmeyen gerçekleri bile gün yüzüne çıkarmıştır.  

Savaş ortasında aşk ,

Meyra ve Samir bu hikayenin en belirgin kahramanları bunların dışında nice aileler, sevgililer akrabalar...

Güzel giden bir hayatla başlıyor hikaye. Aşk itirafı, bu aşkın ilk adımları...

Ta ki bayram arefesinde Srebrenitsada yaşayan sırplar "Müslümanlar,  bu bayram size kanlı baklava yedirecegiz." Naraları atana kadar, ülke bayramda tam bir kaosa sürükleniyor ve tabi içlerinde yeserttikleri aşk da .

Komşu bildikleri Sırp ve Hırvatlar tarafından zulme uğramaya başlayan Boşnak halkının aileleri yerle bir oluyor. Müslüman Boşnak kadınlarına tecavüz ediyor ve erkeklerini esir kampında tutsak ediyorlar.

Bebek çocuk,kadın, erkek demeden binlerce kişiyi katlediyorlar. Kitabın seyri yaşanılan zulmü tüm çıplaklığıyla anlatıyor dindaşlarımızın gördüğü zulmün anlatıldığı o satırları gözlerim nemli şekilde okudum. Meyra ve Samir'in akıbeti,  savaşın seyri , bir yerlerden Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç 'in bu gidişe dur demesinin beklentisi içerisinde aktı gitti sayfalar. Kitap Aliya'dan pek bahsetmiyor açıkçası ama  kitapta sizi şaşırtacak, araştırdığınız da ise gerçekliğinden emin olacağınız  çarpıcı gerçeklerle karşı karşıya kalıyorsunuz.  Avrupanın orta yerinde koca bir zulüm, ama sözde insan hakları ağızlarından düşmeyen Avrupa ülkelerindeki ölüm sessizliği içimi paramparça etti.  Kitaptan kendimi tutamayıp daha fazla ayrıntı vermeden müsaadenizi isteyeyim.

Son kez söylenmeliyim ki Aliya İzzetbegoviç 'in de dediği gibi "Unutulan soykırım tekrarlanır." Unutmayalım, unutturmayalım da. Bu bağlamda bu kitapla bizlere tekrar hatırlatan değerli yazara teşekkür ediyorum.

Soykırımda hayatını kaybeden Boşnak halkının aziz anısına...

4 yorum:

  1. Bosna denince yüreğimde nice kelebekler uçuşur. Sinan Akyüz Bosna'nın hikayesini çok güzel ve gerçekten hissederek kaleme alıyor. Böyle oluncada o hissiyat okuyucuya yansıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acının başkenti o kelebekleri hem mecazen gönüllere hem de gerçek anlamda toplu mezarların ispatı için uçurmuş. Bize de bu acıya ortak olmak, duyurmak, unutturmamak düşmüş.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.